BAZI GÜNLER Mİ, YOKOLAN GÜNLER Mİ?
Nasıl geçip gider günler, haftalar, aylar?
Ah bir anlayabilseydim derken geçer yıllar,
Dönüp arkanıza bakasınız gelmez,
Okuyamazsınız dopdoludur sayfalar.
Ne kadar acıdır ne kadar yıkıcıdır, yakıcıdır bir türlü söyleyeme3diğiniz , içinizi döküp anlatamadığınız yaşadığınız olaylar. Öylesine dolusunuzdur ki, bir dost ararsınız ama bulamazsınız, yalnızlıktan yalnızlık bir ilaç kadar güzel, kimse karışmıyor, kimseye hesap vermiyorum diye düşünürken ,bir bakarsız ki aslında bir çıkmazın içinde kalmışsınız . Alırsınız elinize bir kalem açarsınız defterin sayfalarını, her şeyi yazıvereceksiniz, sanki acıları yaşayan siz değilmişsiniz gibi ama tek kelime yazamazsınız. Artık acıların insanı olmanın ne demek olduğunu anlamışsınızdır. Ve hiç sevmediğiniz keşke kelimesi gelir yapışır dudaklarınıza keşke, keşke böyle olmasaydı demekten kurtulamazsınız. Sanki dersiniz başkalarının benden ne farkı olabilir.
Bunca yazan ne yazdığını biliyor ama derdini kime anlatabiliyor? En iyisi dersin en iyisi sen yine düşünmeye devam et, ne olsa bir başkası , benden evvel bunları kaleme alır,üzülmeme ne gerek var diye kendini teselli edersin.
Geçen gün unları hem düşünüyor hem neden eline kalemi aldım, defterin sayfaları bomboş kendime utanmıyor musun edim. Neden, kimden çekiniyor, düşündüklerini çektiğin acıları niye yazmıyorum diye söyleniyordum ve dedim ki kendime. En iyisi ben yine her zaman yaptığım gibi , gelişi güzel aklıma geliverenleri çala kalem yazmaya koyuldum. Öyle şeyler yazmıştım ki artık bitti dedim . Bıraktım kalemi ,yazdıklarımı okumaya başladım. Sanki ben yazmamışım da bir başkası bunları yazmış ben bunları zaten bir yerde okumuştum diye düşünmeye başladım. Bilgisayarın başına oturunca, bunları yazmanın ne önemi var? kim anlıyor, niye boşuna çabalıyorsun ?deyip hepsinin üzerine bir çizgi çekiverdim. Yine yalnızlığıma gömüldüm.
Aslında hayat yenilir yutulur gibi değil. Her gün bir başka dert ,her gün bir başka problemle karşı karşıya kalıyoruz. Her geçen gün bir öncekini hatırlatmadan geçmez oldu. Hani borç bataklığına saplanan esnaftan ne farkımız var ki? Kredi kartları olmasaydı ,ondan ona aktaramasaydık nasıl ayakta kalacaktık ? bilemiyorum, ama bunun da bir sonu var elbet ,şimdilik çarkı döndürüyoruz buna da şükür diyelim. Günler, haftalar, aylar derken yıllar da geçip gidiyor.hani masalda ki gibi bir karınca boyu yol gittik .Aslında gidebildik mi? Yoksa yerimizde saymaya mı başladık ? yolsa daha da geriye doğru mu gidiyoruz? Halâ anlayamadık. Boşuna mı debeleniyor boşuna mı kürek çekiyoruz farkında değiliz. Hayatımız sanki bir bilmece ye dönmüş. Hayatın bütün acılarını yaşayıp her türlü yalanları duyup sineye çekiyoruz, Bir gün iyiyiz, hat da çok iyiyiz derken, dünyayı sarsan ve insanları haritadan silen , , ekonomiyi sallayan Covid-19 belasında bile ,nereye yuvarlandığımızı anlayamadan, hayatın dönen çarkı içinde durmadan dönüyoruz ,yuvarlanıyoruz . Bu durmayan devamlı dönen çarktan hiç kurtuluşta yok. , Çark dönüyor hepimizi döndürüp duruyor.
Neresinden baksak bir çıkış yolu bulamıyoruz. Hani şarkılardaki gibi “acıların çocuğu” olmuşuz. Bazen istemeden kaderimize isyan ediyoruz. Oysa insanın kaderi daha doğarken doğduğu yere bağlı olduğunu unutuyoruz. FOX TV’de çalar saat programında 4300 çocuğumuzun şu uzaktan eğitim sistemine nasıl ulaşmadığını, ulaşmak için nasıl feryat ettiklerini görünce, İçim bir tuhaf oldu .Bir çıkmaz sokağın içindeyiz nasıl bunca dert şu bela virüs yüzünden başımıza geldi deyince işin içinde sıyrılmak mümkün olacak mı? Virüse istediğimiz kadar bela okuyalım ama değişen hiçbir şey yok .Her şeyde sınıfta kalıyoruz. Bir şeyi başardık diye sevinirken bir başka yerden yediğimiz vurgunla ayakta duracak halimiz bile kalmıyor. Her konu da bir çıkmaz sokağın içindeyiz. Zaten ailelerin başında geçim derdi var bir türlü işsizliğin önü alınamıyor sanki böyle bir toplum okumasa da bir şey değişmeyecek diye uzaktan eğitile de başımız hiç hoş değil. Günler, günleri ,haftalar haftaları, aylar ayları kovaladı derken koca bir yıl geçip gidiverdi. Yenisi bile günler günlerini,haftalar haftalarını kaybetti ve ay bile Allaha ısmarladık diyor. Hayat böylesine geçip gidiyor işte.